Книга - Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1

a
A

Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1
Sergei Alexandrovich Matveyev


Легко читаем по-турецки
В книге представлены знаменитые истории о героях – смельчаке Огуз-Кагане, силачах Алпамыше и Бугаче, удальце Сегреке, смекалистом Кельоглане, доблестном Кёроглы и других прославленных воинах, именитых храбрецах и удалых персонажах турецких сказаний и легенд. Рассказы, полные доблестных подвигов, остроумных поступков, победоносных сражений, великодушных деяний, которые нередко заканчиваются счастливой свадьбой, не оставят читателя равнодушным, предлагая задуматься об истинных и мнимых ценностях. Коварство и благородство, вероломство и искренность, честность и обман, порядочность и предательство, борьба за счастье, – вот что составляет канву увлекательного повествования, где отразилось всё многообразие традиций турецкой литературы.

Тексты легенд и историй упрощены и сокращены, сопровождаются комментариями и упражнениями на понимание прочитанного; в конце книги даётся небольшой турецко-русский словарь.

Книга предназначается всем, кто начинает свое знакомство с турецким языком.





С. А. Матвеев

Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1





© Матвеев С. А., адаптация текста, комментарии, упражнения, словарь, 2023

© ООО «Издательство АСТ», 2023





Oğuz Kağan


Ay Kağan’ın gözleri elâ, saçları ve kaşları kara, perilerden daha güzel bir oğlu oldu. Bu çocuğun adına Oğuz kydular.

Oğuz annesinden ilk sütü emdikten sonra konuştu; çiğ et, çorba ve şarap istedi. Kırk gün sonra büyüdü ve yürüdü. Ayakları öküz ayağı, beli kurt beli, omuzları samur omzu, göğsü ayı göğsü gibiydi. Vücudu baştan aşağı tüylüydü. Oğuz, at sürülerini güder ve avlanırdı.

Oğuz’un yaşadığı yerde çok büyük bir orman vardı. Bu ormanda çok büyük bir gergedan yaşıyordu. Bu gergedan bir canavar gibiydi; at sürülerini ve insanları yiyordu. Oğuz cesur bir çocuktu. Günlerden bir gün bu gergedanı öldürmeye karar verdi. Mızrak, yay, ok, kılıç ve kalkanını alıp ormana gitti. Önce bir geyik avladı ve geyiği söğüt dalı ile bir ağaca bağlayıp gitti. Ertesi gün güneş doğarken geri döndü, gergedanın geyiği almış olduğunu gördü. Daha sonra Oğuz, avladığı bir ayıyı altın kuşağı ile bir ağaca bağlayıp gitti. Güneş doğarken geri döndü ve gergedanın ayıyı da almış olduğunu gördü. Bu sefer kendisi ağacın altında beklemeye başladı. Bir süre sonra gergedan geldi ve başı ile Oğuz’un kalkanına vurdu. Oğuz mızrağı ile gergedanı öldürdü. Kılıcı ile başını kesti.

Bir gün Oğuz Kağan Tanrı’ya[1 - Tanrı – Тенгри, небесный дух; верховное божество неба] yalvarırken birdenbire hava karardı. O sırada gökten bir ışık indi. Bu ışık güneşten ve aydan daha parlaktı. Bu ışığın içinde alnında parlak bir ben olan çok güzel bir kız vardı. Bu kız gülünce “Gök Tanrı” da gülüyor, kız ağlayınca “Gök Tanrı” da ağlıyordu. Oğuz bu kıza âşık oldu ve onunla evlendi. Bu kız üç oğlan çocuk doğurdu. Çocukların adlarını Gün, Ay ve Yıldız koydular.

Bir gün Oğuz ormanda ava çıktı. Ormandaki gölün ortasında bir ağaç gördü. Ağacın kovuğunda gözleri gök gibi mavi, saçları ırmak gibi dalgalı, dişleri inci gibi beyaz bir kız oturuyordu. Bu kız dünyanın en güzel kızıydı. Oğuz bu kıza âşık oldu ve onunla evlendi. Oğuz’un bu kızdan da üç oğlu oldu. Bu çocukların adlarına da Gök, Dağ ve Deniz koydular.[2 - kağan (каган) – высший тип правителя в кочевой иерархии]

Oğuz Kağan halkına büyük bir ziyafet verdi. Misafirlerine çeşit çeşit yemekler, şaraplar, tatlılar ikram etti. Hep beraber yediler, içtiler. Oğuz Kağan bu ziyafetten sonra dünyanın dört bir tarafına elçilerle şu mektubu gönderdi:

“Ben Uygurların kağanıyım2 ve yeryüzünün dört köşesinin de kağanı olmam gerekir. Sizden bana itaat etmenizi bekliyorum. Kim benim emirlerime itaat ederse, onu dost olarak kabul ederim. Kim benim emirlerime itaat etmezse, onu düşman sayarım. Onunla savaşır ve onu yok ederim.”

Oğuz Kağan’ın yurdunun sağ yanında bulunan Altun Kağan, Oğuz Kağan’a pek çok altın, gümüş ve değerli taşlar hediye etti ve ona itaat ederek onunla dostluk kurdu. Oğuz Kağan’ın yurdunun sol yanında ise askerleri ve şehirleri çok olan Urum Kağan vardı. Urum Kağan, Oğuz Kağan’a itaat etmedi ve onun isteklerini reddetti. Oğuz Kağan buna çok sinirlendi ve askerleriyle birlikte Urum Kağan’ın ülkesine doğru yola çıktı. Kırk gün sonra Buz Dağ’ın eteklerine geldi. Buraya çadırını kurdurdu ve sessizce uykuya daldı. Güneş doğunca Oğuz Kağan’ın çadırına bir ışık girdi. O ışıktan gök tüylü, gök yeleli büyük bir erkek kurt çıktı. Kurt, Oğuz Kağan’a “Ey Oğuz! Sen Urum Kağan’ın üzerine yürümek istiyorsun; ben senin önünde yürüyeceğim” dedi.

Bunun üzerine Oğuz Kağan ve askerleri kurdun arkasından yola çıktılar. Gök tüylü, gök yeleli büyük erkek kurt İtil Müren Denizi’nin yakınındaki Kara Dağ’ın eteğinde durdu. Burada Urum Kağan’ın ordusu ile Oğuz Kağan’ın ordusu arasında büyük bir savaş oldu. Oğuz Kağan savaşı kazandı, Urum Kağan’ın ülkesini ele geçirdi.

Oğuz Kağan ve askerleri gök tüylü, gök yeleli kurdu izleyerek itil Irmağı’nın kenarına geldiler. Oğuz Kağan’ın beylerinden Uluğ Ordu Bey, İtil Irmağı’nı geçmek için ağaçlardan sal yaptı ve böylece karşıya geçtiler. Bu buluş Oğuz Kağan’ın çok hoşuna gitti ve Oğuz Kağan, Uluğ Ordu Bey’e “Kıpçak” adını verdi. Oğuz Kağan ve askerleri gök tüylü, gök yeleli kurdu izleyerek yeniden yola devam ettiler. Bu sırada Oğuz Kağan’ın çok sevdiği atı Buz Dağ’a kaçtı. Oğuz Kağan’ın çok üzüldüğünü gören beylerden biri Buz Dağ’a çıktı ve dokuz gün sonra alaca atı bularak geri döndü. Oğuz Kağan atını karşısında görünce çok sevindi. Atını getiren bu beye “Sen buradaki beylerin başı ol. Senin adın Karluk olsun.” dedi.

Bir süre ilerledikten sonra gök tüylü, gök yeleli erkek kurt Çürçet Yurdu demlen bir yerde durdu. Çürçetlerin kağanı, Oğuz Kağan’a itaat etmeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine burada büyük bir savaş oldu. Oğuz Kağan savaşı kazandı ve Çürçet Yurdu’nu ele geçirdi.

Oğuz Kağan, ordusunun önünde yürüyen gök tüylü, gök yeleli erkek kurtla Hindistan, Tangut, Suriye, Barkan gibi pek çok yere gitti. Buralarda büyük zaferler kazandı ve buraları hâkimiyeti altına aldı. Bu zaferlere düşmanları üzüldü, dostları sevindi. Oğuz Kağan sonunda pek çok ganimetle yurduna döndü.

Günlerden bir gün Oğuz Kağan’ın tecrübeli veziri Uluğ Bey, rüyasında bir altın yay ve üç gümüş ok gördü. Rüyasında altın yay gün doğusundan gün batısına kadar uzanıyordu. Üç gümüş ok da kuzeye doğru gidiyordu. Uluğ Bey bu rüyasını Oğuz Kağan’a anlattı. Oğuz Kağan bu rüyayı dinledikten sonra yurdunu oğulları arasında paylaştırdı.


Упражнения

1. Вставьте пропущенное числительное:

____________________ gün sonra büyüdü ve yürüdü.

1) 20 yirmi

2) 30 otuz

3) 40 kırk

4) 50 elli

5) 60 altmış



2. Какой зверь жил рядом с домом Огуза?

1) filel – слон

2) gergedan – носорог

3) timsah – крокодил

4) kaplan – тигр

5) aslan – лев



3. Как звали первых трёх сыновей Огуза?

1) Ay, Gün, Enes

2) Ahmet, Ay

3) Ay, Gün, Yıldız

4) Yıldız, Emirhan, Mehmet

5) Mustafa, Ömer, Umut



4. Как звали последующих трёх сыновей Огуза?

1) Hamza, Hüseyin, İbrahim

2) Gök, Mert, Miraç

3) Dağ, Ömer, Umut

4) Dağ, Deniz, Gök

5) Deniz, Dağ, Hamza



5. Какой зверь отправился во главе похода на Урум-Кагана?

1) ayı – медведь

2) boğa – бык

3) kurt – волк

4) keçi – козёл

5) fare – мышь



6. Сколько было серебряных стрел при золотом луке?

1) 1 bir

2) 2 iki

3) 3 üç

4) 4 dört

5) 5 beş


Ответы

1. 40 kırk



2. gergedan – носорог



3. Ay, Gün, Yıldız



4. Dağ, Deniz, Gök



5. kurt – волк



6. 3 üç




Uşun Koca Oğlu Segrek


Oğuz zamanında Usun Koca adında bir adamın iki oğlu varmış. Büyük oğlunun adı Egrek, küçük oğlunun adı ise Segrek’miş. Egrek, çok cesur ve yiğit bir delikanlıymış. istediği zaman Bayındır Han’ın sarayına gidebiliyor, onunla ve onun vezirleriyle konuşabiliyormuş. Aynı şekilde Kazan Bey’in de tüm ziyafetlerine katılıyormuş. Hatta bu toplantılar sırasında diğer beylerin önüne geçerek Kazan Bey’in yanına oturuyormuş.

Bir gün yine böyle bir toplantıda Egrek, oradaki beylerin önüne geçip Kazan Bey’in yanına oturmuş. O zaman Ters Uzamış adındaki bir bey, “Hey Usun Koca oğlu Egrek! Burada oturan beylerin her biri oturduğu yeri kılıcının ve emeğinin kuvvetiyle almıştır. Sen baş mı kestin, kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı giydirdin? Sen niçin en önde, Kazan Bey’in yanında oturuyorsun?” diye bağırmış.

Akıllı bildiğini söyler, deli söylediğini bilmez. Egrek, Ters Uzamış’a uzun uzun bakmış ve “Baş kesip kan dökmek hüner midir?” diye sormuş. Ters Uzamış da “Evet, hünerdir!” diye cevap vermiş. Ters Uzamış’ın bu sözleri Egrek’e çok dokunmuş. Bunun üzerine Egrek hemen kalkıp Kazan Bey’in yanına gitmiş. Kazan Bey’den düşmanla savaşmak için izin istemiş. Kazan Bey izin verince Egrek savaş hazırlıklarına başlamış.

Egrek üç yüz askeri ile birlikte Şirügüven’den Gökçe Deniz’e[3 - Gökçe Deniz – озеро Севан] kadar olan her yeri yağmalamış. Bol bol ganimet toplamış. Daha sonra Alınca Kalesi’ne ulaşmış. Düşmanları Kara Tekfur, Egrek ve askerlerine tuzak kurmak için Alınca Kalesi’nin yanma bir koru yaptırmış. Koruda bolca kaz, tavuk, geyik, tavşan varmış. Egrek ve askerleri bu güzel koruya girmişler. O sırada Kara Tekfur’un askerleri, Egrek’in askerlerini öldürüp Egrek’i almışlar ve kaledeki zindana atmışlar. Egrek’in ailesi bunu öğrenince yas tutmuşlar, günlerce ağlayıp feryat etmişler.[4 - Aradan cok uzun zaman gecmiş. – Много времени прошло с тех пор.]

Aradan çok uzun zaman geçmiş2, Usun Koca’nın küçük oğlu Segrek büyümüş, yiğit bir delikanlı olmuş. Bir gün sokakta iki çocuğun dövüştüklerini görmüş. Onları ayırmak için çocuklardan birine bir tokat vurmuş. Bunun üzerine çocuklardan biri “Neden bizim gibi küçük çocuklara vuruyorsun? Eğer o kadar güçlüysen git kardeşini kurtar. Kardeşin yıllardır Alınca Kalesi’nde esir.” diye bağırmış. Çocuğun bu sözleri Segrek’i çok etkilemiş, Segrek çok üzülmüş. Çünkü o kardeşinin öldüğünü sanıyormuş, esir olduğunu bilmiyormuş.

Segrek hemen evine gidip annesine “Anacığım, benim kardeşim ölmedi mi? Onun Alınca Kalesi’nde esir olduğunu söylediler. Bu doğru mu?” diye sormuş. Annesi, önce inkâr etmiş ama Segrek çok ısrar edince duyduklarının doğru olduğunu söylemiş. Segrek kardeşini kurtarmak için Alınca Kalesi’ne gitmeye karar vermiş. Annesi ve babası ona engel olmaya çalışmışlar. Çünkü oğulları Segrek’in savaşta ölmesinden korkuyorlarmış. Fakat Segrek’i ikna edememişler.

Segrek’in babası, Kazan Bey’den yardım istemiş. Kazan Bey’e “Oğlum Segrek Alınca Kalesi’ne kardeşini kurtarmaya gitmek istiyor. Fakat giderse orada ölebilir. Onu vazgeçirmek için ne yapalım?” diye sormuş. Kazan Bey de Segrek’i evlendirmelerini tavsiye etmiş. Kazan Bey’in tavsiyesiyle hemen düğününü yapmışlar. Segrek’in karısı da Alınca Kalesi’ne gitmemesi için çok ısrar etmiş, çok yalvarmış. Fakat Segrek karısının bütün ısrarlarına rağmen atına atlayıp yola çıkmış. Üç günlük yolu bir günde giderek kardeşinin tutulduğu Alınca Kalesi’nin önüne gelmiş. Segrek, günlerden beri uykusuz olduğu için kalenin önünde uykuya dalmış. Atı kaçmasın diye de atının yularını bileğine bağlamış.

Tekfur, kalenin önünde Segrek’in uyuduğunu öğrenmiş. Segrek’i öldürmeleri için yüz asker göndermiş. Ama yularını bileğine bağladığı atı Segrek’i uyandırmış ve Segrek düşman askerlerini öldürmüş. Daha sonra Tekfur yüz asker daha göndermiş, Segrek onları da öldürmüş.

Tekfur, Segrek’i yenemeyeceğini anlayınca bir plan yapmış. Kardeşi Egrek’i zindandan çıkarmış ve ona “Şurada bir adam var. O adam küçük çocukları öldürüyor, herkese zarar veriyor. Eğer onu öldürürsen seni serbest bırakırım, evine gidersin.” demiş. Egrek, Tekfur’un bu teklifini memnuniyetle kabul etmiş.[5 - kopuz – гопуз, струнный музыкальный инструмент.]

Egrek, yanına üç yüz asker alarak Alınca Kalesi’nin önündeki Segrek’in yanına gelmiş. O sırada Segrek uyuyormuş. Egrek, Segrek’in çantasından kopuzunu3 almış ve çalmaya başlamış. Kopuzun sesiyle Segrek uyanmış. Segrek, Egrek’e “Sen Oğuz musun? Çünkü kopuz Oğuzların müzik aletidir.” deyince, Segrek de ona bütün hikâyesini anlatmış. Kendisinin Oğuz olduğunu, yıllardır bu kalede esir olduğunu söylemiş. Segrek, onun kardeşi Egrek olduğunu anlayınca hemen Egrek’in elini öpmüş ve ona sarılmış. Kendisinin, kardeşi Segrek olduğunu söylemiş, îki kardeş uzun uzun sarılıp hasret gidermişler.

Tekfur’un askerleri onların kucaklaşıp sohbet ettiklerini görünce Segrek ve Egrek’e saldırmışlar, îki kardeş düşman askerlerini yenmişler, onları Alıcak Kalesi’ne hapsetmişler. Sonra da atlarına binerek Oğuz’a doğru yola çıkmışlar.

Usun Koca, iki oğlunun da sağ salim eve döndüklerini görünce çok sevinmiş. Büyük şenlikler düzenleyip ziyafetler vermiş. Namusa paha biçilmez.


Упражнения

1. Как звали отца Сегрека?

1) Gökçe Deniz – Гёкче-Дениз

2) Kazan – Казан

3) Ters Uzamış – Терс-Узамыш

4) Kara Tekfur – Кара-Текфур

5) Uşun Koca – Ушун-Коджа



2. Какое слово можно вставить по смыслу?

Egrek, Segrek’in çantasından almış ____________________ .

1) sürülerini

2) gergedanı

3) sazını

4) başını

5) kalkanını



3. Вставьте пропущенные слова:

Egrek, yanına ____________________ asker alarak Alınca Kalesi’nin önündeki Segrek’in yanına gelmiş.

1) altı yüz

2) iki yüz

3) üç yüz

4) dört yüz

5) beş yüz



4. Образуйте уменьшительно-ласкательные формы существительных:

1) su («вода»)

2) göl («озеро»)

3) köpek («собака»)

4) söz («слово, речь»)

5) topuk («пятка»)



5. Кто отправился к крепости выручать брата?

____________________ kardeşini kurtarmak için Alınca Kalesi’ne gitmeye karar vermiş.

1) Egrek

2) Tekfur

3) Bayındır

4) Uşun Koca

5) Segrek


Ответы

1. Uşun Koca – Ушун-Коджа



2. sazını



3. üç yüz



4. 1) su («вода») – sucuk («водичка»)

2) göl («озеро») – gölcük («озерцо»)

3) köpek («собака») – köpecik («собачка»)

4) söz («слово, речь») – sözcük («словечко»)

5) topuk («пятка») – topucuk («пяточка»)



5. Segrek




Adam ve Yılan


Akıllı bir adam atına binmiş, gidiyormuş. Yol kenarında uyuyan bir adamın da ağzına yılan kaçmak üzereymiş. Atlı adam, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturmuş, fakat yetişememiş. Yılan, uyuyan adamın ağzından girmiş.

Atlı adam, uyuyan adamın yanına gitmiş ve ona kırbacıyla birkaç kez vurmuş. Uyanan adamın canı çok acımış ve hemen yerinden fırlamış. Koşarak bir ağacın altına kadar kaçmış. O ağacın altında çok sayıda çürük elma varmış. Atlı adam, uyuyan adama o çürük elmaları yemesini emretmiş. Ağzına yılan kaçan adam, atlı adama şunları söylemiş:

“Beyim, ben sana ne yaptım? Niçin bana bunları yapıyorsun? Önce bana kırbacınla vurdun, sonra da çürük elmaları yememi istiyorsun. Senin bu yaptığını en kötü düşmanlar bile yapmaz!”

Nadan ile ye iç, sohbet etme. Ağzına yılan kaçan adam, bir yandan çürük elmaları yiyor, bir yandan da atlı adama beddua ediyormuş. Adam, çürük elmaları yedikten sonra, atlı adam tekrar ona vurmaya başlamış. Adam dayak yememek için kaçıyor, atlı adam ise onu kovalıyormuş. Bir süre bu şekilde koşmuşlar. Sonunda ağzına yılan kaçan adamın midesi bulanmış ve yediklerini kusmaya başlamış. Kusarken yılan da ağzından çıkmış. Adam yılanı görünce atlı adamın ayaklarına kapanmış:

“Sen bir iyilik meleğisin. Ben ne kadar şanslı bir adamım ki seninle karşılaştım. Meğer benim kusup yılanı çıkarmam için sen bana çürük elma yedirmişsin ve beni koşturmuşsun. Durumu anlasaydım sana o kadar kötü sözler söylemezdim. Beni affet[6 - Beni affet. – Прости меня.].”

Atlı adam ise şöyle cevap vermiş:[7 - Belki de korkudan ölürdün. – Ты, возможно, мог бы и умереть от страха.]

“Eğer ben sana ağzına yılan kaçtığını söyleseydim, sen çok korkardın. Belki de korkudan ölürdün2. Karnında yılan olduğunu buseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin.” Sen bana beddua ederken, ben gizlice, “Ya Rabbi, işimi kolaylaştır” diye dua ediyordum.

Akıllının düşmanlığı, aptalın dostluğundan daha iyidir. Nadan ile konuşmaktansa arif ile taşımak yeğdir.







1. Подберите аналог предпоследнему высказыванию этой истории:



Akıllının düşmanlığı, aptalın dostluğundan daha iyidir.

1) Лучше умная сестра, чем глупый брат.

2) Лучше умный друг, чем глупый прохожий.

3) Лучше глупый друг, чем умный враг.

4) Лучше глупый брат, чем умная сестра.

5) Лучше умный враг, чем глупый друг.



2. Как можно перевести следующие пословицы:

1) Havlayan köpek ısırmaz.

2) Bekarlık sultanlıktır.

3) Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar.

4) Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

5) Ağaç yaş iken eğilir.



3. Какие животные упоминаются в тексте?

1) eşek – осёл

2) kedi – кошка

3) yılan – змея

4) maymun – обезьяна

5) inek – корова



4. Проспрягайте глагол almak («брать») в настоящем продолженном времени.



ben alıyorum

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



ben almıyorum

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



ben alıyor muyum?

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



ben almıyor muyum?

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



5. Просклоняйте существительное ağaç («дерево»):



именительный ____________________

винительный ____________________

родительный ____________________

дательный ____________________

местный ____________________

исходный ____________________


Ответы

1. Лучше умный враг, чем глупый друг.



2.

1) Havlayan köpek ısırmaz. – Брехливая собака не кусается.

2) Bekarlık sultanlıktır. – Холостяк сам себе хозяин.

3) Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar. – Ягнёнка, отбившегося от стада, хватает волк.

4) Bir elin nesi var, iki elin sesi var. – Один в поле не воин.

5) Ağaç yaş iken eğilir. – Дерево гнется, пока молодо.



3. yılan – змея



4.

ben alıyorum

sen alıyorsun

o alıyor

biz alıyoruz

siz alıyorsunuz

onlar alıyorlar



ben almıyorum

sen almıyorsun

o almıyor

biz almıyoruz

siz almıyorsunuz

onlar almıyorlar



ben alıyor muyum?

sen alıyor musun?

o alıyor mu?

biz alıyor muyuz?

siz alıyor musunuz?

onlar alıyorlar mı?



ben almıyor muyum?

sen almıyor musun?

o almıyor mu?

biz almıyor muyuz?

siz almıyor musunuz?

onlar almıyorlar mı?



5.

именительный ağaç

винительный ağacı

родительный ağacın

дательный ağaca

местный ağaçta

исходный ağaçtan




Ahmed ve Hükümdar Yesevî


Ahmed Yesevî’nin çocukluk çağlarında Türkistan’da Yesevî adında bir padişah varmış. Bu padişah, kış mevsimini Semerkant[8 - Semerkant – Самарканд] şehrinde geçirir, yazları da Türkistan dağlarında ava çıkarmış. Bir yaz günü bu hükümdar Karaçuk Dağı’na avlanmaya gitmiş. Fakat dağ çok dik ve sarp olduğu için avlanamamış. Bu durum karşısında çok sinirlenen padişah, bu dağın ortadan kaldırılmasını istemiş. Bunun üzerine Türkistan’daki bütün ermişlere haber göndermiş. Çünkü padişah, ermişlerin dua ve himmetleri ile dağın ortadan kalkacağına inanıyormuş. Ermişler dağın ortadan kalkması için çok dua etmişler ama duaları hiçbir işe yaramamış.

Bunun üzerine padişah “Türkistan’daki bütün ermişler gelip dua etti mi?” diye sormuş. Yanındakiler, “Şeyh ibrahim’in oğlu Ahmed var. Ama o çok genç biri. Bu nedenle onu çağırmadık.” diye cevap vermişler. Padişah, Ahmed’i çağırmaları için adamlarım göndermiş.

Padişahın adamları Ahmed’in evine gidip durumu Ahmed’e anlatmışlar ve padişahın kendisini çağırdığını söylemişler. Ahmed, annesi ve babası öldüğü için ablasıyla yaşıyormuş. Ahmed bu durum karşısında ne yapması gerektiğini ablasına danışmış.

Ablası da “Babamın türbesine git, orada kapalı bir sofra[9 - sofra – скатерть-самобранка] var. Eğer o sofrayı açabilirsen senin ermiş olma zamanın gelmiştir. Çünkü babamın vasiyeti böyleydi.” demiş. Bunun üzerine Ahmed, babasının türbesine gitmiş ve sofrayı açmış. Ahmed, sofrayı yanına alıp Yesi şehrine hareket etmiş. Yesi’de önceden toplanmış olan bütün ermişler Ahmed’i bekliyorlarmış. Ahmed, sofrada bulunan bir parça ekmeği oradakilere uzatınca, bütün ermişler Fatiha suresini okumuşlar. Bunun üzerine Ahmed, bir parça ekmeği orada bulunan herkese pay etmiş ve ekmek herkese yetmiş. Orada hükümdar, askerleri ve ermişler dâhil yaklaşık on bin kişi varmış. Az ye, uzun ye.[10 - seccadeleri – молитвенные коврики]

Bir süre sonra çok şiddetli bir yağmur başlamış, yağmur o kadar şiddetliymiş ki oradaki ermişlerin seccadeleri3 bile suda yüzüyormuş. Ahmed’in üzerinde babasından kalma eski hırka varmış. Ahmed bu hırka ile başını, kollarım ve bütün vücudunu kapatmış. Ahmed bir süre sonra hırkadan başını çıkarınca yağmur durmuş ve güneş çıkmış. Oradakiler başlarını yukarı kaldırınca, Karaçuk Dağı’nın yok olduğunu görmüşler. Oradaki insanlar bu keramet karşısında Ahmed’in büyük bir ermiş olduğunu anlamışlar.

Padişah Yesevî, Ahmed’e “Bana bir dua et de adım kıyamete kadar anılsın.” demiş. Ahmed, “Cihanda beni kim severse, beni senin adınla birlikte ansın.” diye dua etmiş. Bu olaydan sonra Ahmed adı Yesevî adıyla birlikte anılmaya başlamış.







1. В каком городе проходила великая трапеза, о которой рассказывается в истории?

1) Yesi

2) Semerkant

3) Karaçuk

4) Arslan

5) Buhara



2. Что означают формы annesi, babası?



3. Переведите словосочетания на турецкий язык:

1) мои сады

2) его комнаты

3) моя дверь

4) его груша

5) моя вода

6) ваши зонтики

7) мои улицы

8) ваши уши

9) моя книга

10) их семья



4. Проспрягайте глагол etmek («делать») в настояще-будущем времени:



ben ederim

sen ____________________

o ____________________

biz ederiz

siz ____________________

onlar ____________________



ben etmem

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



ben eder miyim?

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



ben etmez miyim?

sen ____________________

o ____________________

biz ____________________

siz ____________________

onlar ____________________



5. Что такое «Фатиха»?

1) первая сура

2) вторая сура

3) третья сура

4) четвёртая сура

5) пятая сура


Ответы

1. Yesi



2. annesi – его мать, babasi – его отец; si – притяжательный аффикс после гласной



3.

1) мои сады – bahçelerim

2) его комнаты – odaları

3) моя дверь – kapım

4) его груша – armudu

5) моя вода – suyum

6) ваши зонтики – şemsiyeleriniz

7) мои улицы – sokaklarım

8) ваши уши – kulaklarınız

9) моя книга – kitabım

10) их семья – aileleri



4.

ben ederim

sen edersin

o eder

biz ederiz

siz edersiniz

onlar ederler



ben etmem

sen etmezsin

o etmez

biz etmeyiz

siz etmezsiniz

onlar etmezler



ben eder miyim?

sen eder misin?

o eder mi?

biz eder miyiz?

siz eder misiniz?

onlar ederler mi?



ben etmez miyim?

sen etmez misin?

o etmez mi?

biz etmez miyiz?

siz etmez misiniz?

onlar etmezler mi?



5. первая сура




Ahmed Yesevî ve Baba Maçin


Rivayete göre, Ahmed Yesevî zamanında Baba Maçin adında bir kişi varmış. Baba Maçin cinler yardımıyla uçuyor, her yere uçarak gidiyormuş. Bir gün Ahmed Yesevî’nin şeriata aykırı hareket ettiğini duymu ş ve uçarak Ahmed Yesevî’nin yaşadığı Yesi şehrine gelmiş. Amacı Ahmed Yesevî’yi bu hareketlerinden vazgeçirmekmiş. Ne var ki Yesi’ye gelince işler umduğu gibi ilerlememiş. Hâkim Ata, Ahmed Yesevî’nin emriyle Baba Maçin’i yakalayarak bir direğe bağlamış. Baba Maçin’e beş yüz kırbaç vurmuş ama Baba Maçin hiç ses çıkarmamış. Ancak beş yüz birinci kırbaç vurulduğunda Baba Maçin bağırıp ağlamaya başlamış. Bunun üzerine oradakiler Ahmed Yesevî’ye bunun sebebini sormuşlar. Ahmed Yesevî şöyle cevap vermiş:

İlk önce vurulan beş yüz kırbaç ona değil arkasında bulunan cinlere değdi. Bu yüzden Baba Maçin hiç sesini çıkarmadı. Fakat bir süre sonra arkasındaki cinler ayrıldı. Beş yüz birinci kırbaç cin ve perilere değil de kendisine değdiği için Baba Maçin ağlamaya başladı.

Bu olay üzerine Baba Maçin, Ahmed Yesevî’nin büyük bir evliya olduğunu anlamış ve ona talebe olmuştur. Anlayana kul ol, anlamayana ağa olma.







1. Сколько ударов бичом нанесли Бабу Мачина?

1) üç yüz

2) dört yüz

3) beş yüz

4) altı yüz

5) yedi yüz



2. Напишите числительные словами:

1) 85

2) 24

3) 60

4) 759

5) 5

6) 2016

7) 96

8) 7

9) 49

10) 3579



3. Напишите числительные цифрами:

1) yüz

2) on altı

3) yüz otuz yedi

4) seksen dört

5) on beş

6) altmış bir

7) kırk dört

8) seksen

9) yetmiş beş

10) doksan sekiz



4. Заполните:



1 bir birinci

2 ________ ________

3 ________ ________

4 ________ ________

5 ________ ________

6 ________ ________

7 ________ ________

8 ________ ________

9 ________ ________

10 ________ ________

20 ________ ________

30 ________ ________

40 ________ ________

50 ________ ________

60 ________ ________

70 ________ ________

80 ________ ________

90 ________ ________

100 ________ ________

1000 ________ ________



5. Вставьте пропущенное слово:

İlk önce vurulan beş yüz kırbaç ona değil arkasında bulunan değdi.


Ответы

1. beş yüz – 500



2.

1) 85 – seksen beş

2) 24 – yirmi dört

3) 60 – altmış

4) 759 – yedi yüz elli dokuz

5) 5 – beş

6) 2016 – iki bin on altı

7) 96 – doksan altı

8) 7 – yedi

9) 49 – kırk dokuz

10) 3579 – üç bin beş yüz yetmiş dokuz



3.

1) yüz – 100

2) on altı – 16

3) yüz otuz yedi – 137

4) seksen dört – 84

5) on beş – 15

6) altmış bir – 61

7) kırk dört – 44

8) seksen – 80

9) yetmiş beş – 75

10) doksan sekiz – 98



4.

1 bir birinci

2 iki ikinci

3 üç üçüncü

4 dört dördüncü

5 beş beşinci

6 altı altıncı

7 yedi yedinci

8 sekiz sekizinci

9 dokuz dokuzuncu

10 on onuncu

20 yirmi yirminci

30 otuz otuzuncu

40 kırk kırkıncı

50 elli ellinci

60 altmış altmışıncı

70 yetmiş yetmişinci

80 seksen sekseninci

90 doksan doksanıncı

100 yüz yüzüncü

1000 bin bininci



5. cinlere; cin – джинн




Alpamış


Kongratlarm beyi Alpun’un Baybörü ve Baysarı adlarında iki oğlu vardır. Ancak bu ikisinin de çocuklan olmaz. Bu yüzden her fırsatta toplum tarafından aşağılanırlar. Bu duruma çok üzülen Baybörü ve Baysan kırk gün Tann’ya yalvarırlar. Bir süre sonra Baybörü’nün bir oğlu ve bir kızı olur. Oğlana Hakim Bek, kıza Kaldırgaç adını koyarlar. Bir süre sonra Baysan’nın da bir kızı olur. Bu kıza da Ay Barçın adını verirler. Bir gün bir derviş gelir ve onlara “Büyüdükleri zaman Hakim Bek ile Barçın evlenecek. Hakim Bek ileride çok büyük bir kahraman olacak.” der ve gözden kaybolur. Aradan yıllar geçer ve Hakim Bek çok güçlü bir delikanlı olur. Çok güçlü olduğundan dolayı ona “Alpamış” adını verirler.

Kongrat kabilesinin başkanı olan Baybörü, zalim ve merhametsiz bir beydir. Kardeşi Baysan, onun zalimliklerine daha fazla katlanamaz ve Baybörü’ye başkaldınr. Böylece Kongrat kabilesi ikiye ayrılır. Baysan, ailesini ve adamlannı toplayıp yola çıkar. Altı ay yolculuktan sonra, Kalmuk Hanı Tayca Han’ın yanına gider. Tayca Han, onların Kalmuk topraklarında yaşamalarına izin verir. Aradan yıllar geçer, Barçın büyür ve çok güzel bir kız olur. Barçın sürekli Alpamış’ın yolunu gözler. Alpamış’tan başka kimseyi istemediği için bütün evlilik tekliflerini reddeder.

Bir gün Barçın, Alpamış’a bir mektup yazar ve ona durumu anlatır. Mektubu okuyan Alpamış hemen yola çıkar ve Kalmuk ülkesine varır. Orada amcası Baysarı’yı bulur ve çeşitli mücadelelerden sonra Barçın ile evlenir. Alpamış, Barçın’ı ve Kongrat halkını alıp ülkesine doğru yola çıkar. Ancak ağabeyi Baybörü’ye çok kızgın olan Baysan onlarla gitmez ve Kalmuk ülkesinde kalır.

Amcası ve kayınpederi olan Baysarı’nın Kalmuk ülkesinde kalması Alpamış’ın içine sinmez. Alpamış, Baysarı’yı oradan alıp kendi yurduna götürmek ister. Babası Baybörü engel olmaya çalışsa da Alpamış 40 yiğidiyle birlikte Kalmuk ülkesine doğru yola çıkar. Uzun bir yolculuktan sonra Kalmuk ülkesine ulaşır. Orada düşmanları ona tuzak kurarlar ve Alpamış’ı derin bir kuyuya atarlar. Etrafta Alpamış’ın öldüğü haberi yayılır. Haber Barçın’ın kulağına kadar gelir. Barçın, çok üzülür ve günlerce yas tutar. Bu sırada Barçın’ın bir oğlu olur; çocuğun adını Yadigâr koyarlar.

Alpamış, kuyuda yedi sene kalır. Bir gün, kuyuya yaralı bir kuş düşer. Alpamış kuşu tedavi eder. Bir mektup yazıp kuşun kanadına bağlar ve kuşu salıverir. Kuş, mektubu Alpamış’ın kız kardeşi Kaldırgaç’a ulaştırır. Kaldırgaç mektubu okuyunca hemen Alpamış’ın yakın dostu Karacan’a haber verir. Karacan, Alpamış’ı kurtarmaya gider. Bin bir zorlukla kuyuyu bulur. İpekten halatla Alpamış’ı yukarıya çekmeye çalışır. Ancak Alpamış kurtarılmayı istemez, ayaklarını kuyuya dayayarak Karacan’ın işini zorlaştırır. Karacan eli boş geri dönmek zorunda kalır[11 - Karacan eli boş geri dönmek zorunda kalır. – Караджан вернулся домой с пустыми руками.]





Конец ознакомительного фрагмента. Получить полную версию книги.


Текст предоставлен ООО «ЛитРес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/pages/biblio_book/?art=68857812) на ЛитРес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.



notes


Примечания





1


Tanrı – Тенгри, небесный дух; верховное божество неба




2


kağan (каган) – высший тип правителя в кочевой иерархии




3


Gökçe Deniz – озеро Севан




4


Aradan cok uzun zaman gecmiş. – Много времени прошло с тех пор.




5


kopuz – гопуз, струнный музыкальный инструмент.




6


Beni affet. – Прости меня.




7


Belki de korkudan ölürdün. – Ты, возможно, мог бы и умереть от страха.




8


Semerkant – Самарканд




9


sofra – скатерть-самобранка




10


seccadeleri – молитвенные коврики




11


Karacan eli boş geri dönmek zorunda kalır. – Караджан вернулся домой с пустыми руками.



В книге представлены знаменитые истории о героях – смельчаке Огуз-Кагане, силачах Алпамыше и Бугаче, удальце Сегреке, смекалистом Кельоглане, доблестном Кёроглы и других прославленных воинах, именитых храбрецах и удалых персонажах турецких сказаний и легенд. Рассказы, полные доблестных подвигов, остроумных поступков, победоносных сражений, великодушных деяний, которые нередко заканчиваются счастливой свадьбой, не оставят читателя равнодушным, предлагая задуматься об истинных и мнимых ценностях. Коварство и благородство, вероломство и искренность, честность и обман, порядочность и предательство, борьба за счастье, – вот что составляет канву увлекательного повествования, где отразилось всё многообразие традиций турецкой литературы.

Тексты легенд и историй упрощены и сокращены, сопровождаются комментариями и упражнениями на понимание прочитанного; в конце книги даётся небольшой турецко-русский словарь.

Книга предназначается всем, кто начинает свое знакомство с турецким языком.

Как скачать книгу - "Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1" в fb2, ePub, txt и других форматах?

  1. Нажмите на кнопку "полная версия" справа от обложки книги на версии сайта для ПК или под обложкой на мобюильной версии сайта
    Полная версия книги
  2. Купите книгу на литресе по кнопке со скриншота
    Пример кнопки для покупки книги
    Если книга "Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1" доступна в бесплатно то будет вот такая кнопка
    Пример кнопки, если книга бесплатная
  3. Выполните вход в личный кабинет на сайте ЛитРес с вашим логином и паролем.
  4. В правом верхнем углу сайта нажмите «Мои книги» и перейдите в подраздел «Мои».
  5. Нажмите на обложку книги -"Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1", чтобы скачать книгу для телефона или на ПК.
    Аудиокнига - «Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1»
  6. В разделе «Скачать в виде файла» нажмите на нужный вам формат файла:

    Для чтения на телефоне подойдут следующие форматы (при клике на формат вы можете сразу скачать бесплатно фрагмент книги "Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1" для ознакомления):

    • FB2 - Для телефонов, планшетов на Android, электронных книг (кроме Kindle) и других программ
    • EPUB - подходит для устройств на ios (iPhone, iPad, Mac) и большинства приложений для чтения

    Для чтения на компьютере подходят форматы:

    • TXT - можно открыть на любом компьютере в текстовом редакторе
    • RTF - также можно открыть на любом ПК
    • A4 PDF - открывается в программе Adobe Reader

    Другие форматы:

    • MOBI - подходит для электронных книг Kindle и Android-приложений
    • IOS.EPUB - идеально подойдет для iPhone и iPad
    • A6 PDF - оптимизирован и подойдет для смартфонов
    • FB3 - более развитый формат FB2

  7. Сохраните файл на свой компьютер или телефоне.

Видео по теме - Хюррем-султан. История самой могущественной женщины Османской империи. Все 3 серии.

Аудиокниги автора

Рекомендуем

Последние отзывы
Оставьте отзыв к любой книге и его увидят десятки тысяч людей!
  • константин александрович обрезанов:
    3★
    21.08.2023
  • константин александрович обрезанов:
    3.1★
    11.08.2023
  • Добавить комментарий

    Ваш e-mail не будет опубликован. Обязательные поля помечены *